Cumhurbaşkanı ReceErdoğan, Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde borsamızın 150. yaşını hep birlikte gururla kutluyoruz. 1985 yılında İMKB kuruldu, sonra farklı borsalarımızı tek çatı altında toplamaya karar verdik. VOB ve altın borsalarını 2013 yılında Borsa İstanbul markası altında birleştirdik. Borsamız daha entegre yapıya kavuştu. TVF entegresiyle birlikte BİST’i 2017 yılında TVF’ye dahil ettik. Böylece Borsa İstanbul’un yapısal dönüşüm süreci tamamlanmış oldu. 1.5 asırdır ülkemizin kalkınması, büyümesi için çaba harcayan borsamızın tüm mensuplarını şükranla yad ediyorum. BİST bünyesinde işlem gören şirketlerimizi de Türk ekonomisine yaptıkları katkılar için teşekkür ediyorum.
Borsamız 150 yıllık köklü tarihiyle 1.5 asırdaki inişli çıkışlı yolculuğunun şahitleri arasında yer alıyor. BİST’i Cumhuriyetimizin değil, küresel sistemin canlı tanıklarından biri olarak değerlendiriyoruz. Esasen milletimizin ekonomi ve finans alanındaki iz düşümlerinizi görebiliyoruz.
Finans kapitalin 19. yüzyılın ortalarından itibaren sadece ekonomik getiri gayesiyle değil bundan daha ziyade kontrol peşinde konuştuğunun sayısız örneğiyle karşılaşıyoruz. Bu dönemde Galata’da Türkler kaybeder, levantenler kazanır algısı topluma genel kabul gören algı olarak yerleşmiştir. Her ne kadar borsamız bize Osmanlı’dan miras kalsa da uzun yıllar asli görevini yerine getirememiştir. Borsada yatırım yapmak yerine insanımızın günlük lisanına sirayet eden borsada oynama bunun yansımasıydı. Son olarak bunu 14-28 Mayıs seçimleri arefesinde bir kez daha gördük. Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı Borsa İstanbul’u yıpratmayı amaçlayan bütüncül kampanya yürütüldü. Battık, bittik senaryolarıyla yatırımcı korkutuldu. Halbuki başta kıta Avrupası olmak üzere gelişmiş, kalkınmış ülkelerde farklı tablo söz konusudur. Buralarda ne siyasetçiler ülkenin sermaye piyasasını kötüleyerek seçim kazanma hayali kurar ne de sistem böyle bir manipülasyona izin verir.
Daha kararlı duruş sergilememiz gerekiyor. İster siyasetçi ister ekonomist. Sermaye piyasalarını manipüle etmeye çalışan tamahkarlara meydanı boş bırakamayız. Gerek SPK, gerek BİST’ten bu konuda daha fazla hassasiyet göstermesini istiyoruz.
İktidarımız döneminde finansal serbestiyet, serbest kambiyo rejimi ve küresel ekonomiyle entegrasyon temel prensibimiz oldu. 2002 yılından bu yana borsamızı gazino kapitalizminin cenderesinden kurtarmayı başardık. Yatırım, üretim, istihdam planlama ve ihracata dayalı ekonomik atılımları sürdürürken ekonomi ve finans sistemimizde birçok düzenleme yaptık.
Sermaye piyasamız ve borsamız köklü dönüşüm geçirdi. İFM’nin hizmete girmesiyle birlikte Türkiye’nin finans alanındaki merkezi konumu daha da güçlendi.
patronlardunyasi.com